Küçük Finansal Kurumların ‘ESG’yi Nasıl Yönetmeleri Gerektiği Üzerine

1. Giriş

Potansiyel bir durgunluk ve ESG (environmental, social, and governance; çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim) karşıtı ters rüzgârlarla karşı karşıya kalan küçük finansal kuruluşlar, sürdürülebilirlik çabalarını hedefleyen bütçe kesintilerini düşünmeye başlayabilir. Bu yazıda, küçük ve orta ölçekli bankaların ve diğer finansal kurumların 2023 yılı ve sonrasında ESG hakkında bilmesi gerekenler keşfediliyor.

Yetersiz veri toplama gibi engellerden düşük çalışan bağlılığına kadar dönüşümü zorlaştıran güçlü ters rüzgârlara rağmen, her büyüklükteki finans kurumu bir ESG devriminin ortasındadır. Bu dâhili sorunlar genellikle yönetilebilirken, harici baskılar sorunları daha da kötüleştirir.

Bir düzineden fazla başsavcıdan ESG karşıtı çabalar su yüzüne çıktı ve Federal Rezerv, açıkça bir durgunluğu başlatmak anlamına gelse bile faiz oranlarındaki artışların norm olacağını belirtti.

Amerika’nın en büyük bankalarının büyüklüğü, ESG fırtınasını daha küçük muadillerine göre daha kolay savuşturmalarına izin veriyor; bunların birçoğu, potansiyel olarak kendi zararlarına olacak ESG çabaları da dâhil olmak üzere, gerekli olmayan programlar olarak gördükleri programları keserek kemerlerini sıkmayı düşünebilir.

2. ESG programlarının önemi

Sürdürülebilirlik (sustainability) veya ESG programlarını kısma eğiliminde olabilecek birçok küçük ve orta ölçekli banka, öncelikle sağlam finansal önemlilik/risk yönetimi uygulamalarının ve yasal beklentilerin, kesinti yapmaktansa ESG’ye daha fazla yatırım yapılmasını desteklediğini anlamalıdır. İklim değişikliği gibi ESG konularının ekonomik etkileri, finans kurumlar veya düzenleyicileri tarafından göz ardı edilemez. Her büyüklükteki finans kurumu liderlik edebilir, takip edebilir veya geride kalabilir.

İyi haber şu ki, küçük ve orta ölçekli olanlar da dâhil olmak üzere pek çok kurum, hâlihazırda yürürlükte olan bir ESG programının çok sayıda tam işlevli bileşenine sahiptir. İnsan Kaynakları (İK), Risk/Kredi ve Uyum (HR, risk/credit and compliance) departmanları, ESG konularını günlük olarak ele alır. Yönetim kurulu ve üst düzey yönetim, sağlam kurumsal yönetişim uygulamalarının kullanılmasını sağlamak için mevcuttur. Ulusal bir borsaya kote şirketlerin bağlı kuruluşları olan bankalar, yönetişim yükümlülüklerini ortaya koyan kotasyon standartlarına uzun süredir uymaktadır. Küçük ve orta ölçekli kurumlar da, topluluklarının özel ihtiyaçlarını karşılamak için devasa bankalardan daha iyi durumdadırlar.

Denetim işlemlerinde, denetleme ve icra eylemleri arasındaki fark, yalnızca belirli bir ekip veya komitenin değil, tüm kurumun kültürü ve yönü ile ilgilidir. Bu yazı yazıldığı sırada ESG ile ilgili çok az açık sınav olsa da, kurumlar bütüncül bir ESG programı oluşturmak için mevcut kaynakları proaktif olarak kullanarak hazırlanabilirler. Bunu yapmak, programa ve uyumluluk konularına kuruluş çapında bir bağlılık gösterecektir.

Buna ek olarak, birden fazla mevcut düzenleme hâlihazırda ESG’yi ele almaktadır ki, bunlar aşağıdakileri içerir (ancak bunlarla da sınırlı değildir):

  • Ev İpoteği Kamuyu Aydınlatma Yasası (Home Mortgage Disclosure Act-HMDA)
  • Topluluk Yeniden Yatırım Yasası (Community Reinvestment Act-CRA)
  • Adil Kredi Raporlama Yasası (Fair Credit Reporting Act-FCRA)
  • Sel Afetinden Korunma Yasası (Flood Disaster Protection Act-FDPA)
  • Eşit Kredi Fırsatı Yasası (Equal Credit Opportunity Act-ECOA)

Bu düzenlemelere uyumun güncel sınavları mutlaka vardır. Topluluk Yeniden Yatırım Yasası’nın mevcut versiyonu, aslında yeşil işlere yapılan yatırımları teşvik ederek veya yetersiz hizmet alan topluluklarda binaları sel ve yangınlardan koruyarak iklim değişikliğini ele almaktadır. Bazı bölgelerde, Topluluk Yeniden Yatırım Yasası’nın eyalet düzeyindeki versiyonları, iklim konularını faaliyetlerine dâhil eden kurumlara kredi sağlamak için genişletilmiştir.

3. Bir program oluşturulması

Elbette var olmayan bir ESG programını geri çekmek düşünülemez, o halde bir ESG programı en başta nasıl kurulur? Aşağıdaki beş adım, bir ESG programı oluşturmak için üst düzey bir yol haritası sağlar.

  • Araştırma (research): Mevcut operasyonları ve topluluk ihtiyaçlarını araştırmaktır. ESG stratejisi, daha geniş kurumsal stratejiden ayrı olamaz. Bir başlangıç raporu oluşturmak için GRI (Global Reporting Initiative; Küresel Raporlama Girişimi) veya SASB (Sustainability Accounting Standards Board; Sürdürülebilirlik Muhasebe Standartları Kurulu) gibi bir raporlama çerçeveleri kullanılmalıdır.
  • Tepkime (react): Rapor kuruluş genelinde dağıtılmalıdır. Her düzeyde geri bildirim alınmalı ve bu yanıtlar, kuruluşun ESG kimlik bilgilerini destekleyen stratejik girişimlerini yönlendirmek için kullanılmalıdır. Programın özgün, verilere dayalı, daha geniş iş stratejisi ve kilit paydaşların (hem iç hem de dış) ihtiyaçlarıyla uyumlu ve kuruluş genelinde tamamen uyumlu olduğundan emin olarak ESG yolculuğu hızlandırılmalı ve riskler azaltılmalıdır.
  • Uygulamak (execute): İnisiyatifler yerleşik bir tempoda uygulanmalı ve takip edilmelidir.
  • Raporlama (report): ESG hedeflerine doğru ilerlemeyi yönlendirmek için raporlar oluşturulmalı ve dâhili ve harici kullanım için veri toplanmalıdır.
  • İletişim (communicate): Son olarak, ESG yolculuğu halka açıklanmalı ve düzenli olarak güncelleme yayınlamak için bir süreç oluşturulmalıdır.

4. Temel bilgilerin ötesine geçilmesi

Kurumun programının sıfırdan başlatılmasına yardımcı olacak hem anahtar teslimi hem de özel ESG çözümleri mevcuttur. Bir kurum ESG yolculuğunda daha ilerideyse, programın aşağıdakiler gibi şeyler yoluyla yükseltilmesi gerekebilir:

  • Yerel ve ulusal rakiplerle kıyaslanma (New York’ta iyi olan, Batı Virginia için iyi olmayabilir).
  • Kurumdaki kurumsal risk yönetimi (Enterprise Risk Management) yapısının ESG stratejilerini nasıl incelemesi, değerlendirmesi, uygulaması ve ölçmesi gerektiğini anlama.
  • ESG politika ve prosedürlerinin kurumdaki uyum, İK, kredi, risk ve yatırım politika ve prosedürlerini nasıl etkilediğinin belirlenmesi.
  • Program ve ESG politikasına uyum için sağlam veri yönetimi uygulamalarının oluşturulması.
  • Alakalı, savunulabilir ve bir işletmeye değer katan anahtar performans göstergeleri (Key Performance Indicators) ve stratejik hedeflerin belirlenmesi.
  • Bilgilerin doğru ve uyumlu olmasını sağlamak için prosedürler oluşturarak açıklama hazırlığının güçlendirilmesi.

5. Geleceğe yatırım

Birçok finansal kurum, stratejik ve operasyonel planlamalarını beş yıl veya daha kısa bir zaman ölçeğiyle sınırlandırmaktadır. Bu uygulama kasıtlı olarak uzun vadeli riskleri ve fırsatları analiz edilmeden bırakmaktadır. Başarılı bir ESG programı oluşturmak, geleceğe, gelecek on yıllardaki bir sonraki resesyona, pandemik veya jeopolitik krize bakmayı gerektirir. Bu çok zor görünebilir, ancak mevcut organizasyonun -risklerin daha düşük olduğu ve yeterince gelişmek için zamanın olduğu- şu anda ortaya koyduğu çalışma, gelecekteki organizasyon için paha biçilmez faydalar sağlayacaktır.